Avrupa Birliği ülkelerine göre daha az derecede bir tutum içinde olsa da Türkiye, mevcut projenin Çin ile arasındaki ithalat-ihracat dengesini daha da bozacağını düşünmektedir. Buradaki en önemli husus, TÜİK verilerine göre Türkiye’nin Çin’e olan ihracatının 2013 yılından beri kademeli olarak azalırken ithalatının aynı seviyede devam etmesidir. TÜİK verilerine göre, 2013 yılından sonra günümüze kadar Çin’in ithalatı aynı seviyelerde iken 2013 yılından itibaren ihracatında ise kademeli olarak bir azalma yaşandığı görülmüştür. 2016 senesinde Türkiye’nin Çin’den ithalatı 25 milyar dolar iken, Çin’e ihracat ise 2,3 milyar dolardır. Bu on katlık farkın, en azından ihracat olarak, ithalatın yarısı oranına çıkartılması gerekmektedir. Bu arada iki ülke arasında özellikle tekstil dış ticaret dengesinin ağlanması için Türk tekstil ve hazır giyim ürünleri açısından ticaret hadleri lehine bir anlaşma yapılması şarttır. Çin-Rus yarışının, Türkiye’nin de bir parçası olduğu Orta-Asya, Kafkasya ve Ortadoğu’ya etkisi ile Türkiye’nin projedeki rolünün şekillendiği söylenebilir. Proje ile eski Amerikan Başkanı Obama döneminde altyapısı biten ve Çin’in dahil edilmediği etkisiz duruma getireceği tahmin edilmektedir. Kuzey Ege Denizi’nde inşası sürmekte olan 12 milyon TEU kapasiteli Çandarlı merkez limanı projesi, Atina yerine İzmir’in bir nokta olarak benimsenmesini sağlayabilir. Bu durumda, Pire’den Orta Avrupa’ya giden rotanın daha isabetli seçeneği, Ege’yi Çanakkale 1915 Köprüsü sayesinde Balkanlara ve Avrupa’ya bağlamak olacaktır. Kuşak yol kapsamında Türkiye’de bulunan Çandarlı ya da farklı bir Ege veya Akdeniz limanının Çin ile ortak işletimi amacıyla teşvik ve çaba harcanmalıdır. Kuşak yol projesi Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda, kendi liderliğinde geliştirmeyi düşündüğü ulaşım, bölgeselcilik ve transit ticaret yolları alternatifleri için de bir örnek teşkil etmektedir. TABİİ Kİ VİRÜSÜN ETKİLERİ GEÇTİKTEN SONRA…